31 Ekim 2010 Pazar

Senai Demirci'den bir yazı

"Baş Vakt"e Beş Güzelleme...

Sabah...
Bir gül tazeliğinde selamlamak üzere gün seni.. Kalbine binlerce şafak dokunuyor gün ışığının değdiği yerde. Bir müjde dökülüyor sokakların çehresine. Bir taze nefes olup içiyorsun yeni âlemi de.. Bir yeni bakış olup çerçeveliyorsun kaldırımları, gürültüleri bile.
Sözüyle bütün sabahları müjde eyleyen kutlu elçi'nin dudağına değen sözler dudağını bekliyor şimdi. Göğün ve yerin nuruna elçilik eden o aydınlık yüz'ün yöneldiği kıble dönüyor yüzüne. O ebedî tebessümün hep yeniden hep yeniden doğduğu an öpüyor alnını şimdi.
Sana senden de yakın olanın, seni senin seni sevmenden de önce sevenin sonsuz ve sessiz yakınlığı değsin alnına.
Şimdi sabah namazı vakti...
Öğle
Bin telaşın yamaçlarında savruluyor saçların. Koşturmaların ortasında serin bir rüzgârı özlercesine kıvranıyor kalbin. Vaktin zirvesinde uykuların en talihsizi yakışıyor yakana. Yoğun işlerin, gereksiz önceliklerin, ertelenmiş düşlerin sonrasında, yakınlıkların en güzelini özlüyor, sılasına uçmak istiyor ruhun.
Gelişiyle "ateşlerin söndüren" o Elçi'nin bin umutla koştuğu, sonsuz tebessümle sığındığı o kapının eşiğindesin şimdi. Varlığıyla sağır duvarları yıkan, bakışıyla küskünlükleri deviren, duruşuyla uzaklıkları eriten o kutlu elçi'nin durduğu yerde bekleniyorsun şimdi.
Ana şefkatinden öte bir şefkatle üzerine titreyen, kederlerinin hepsini kalbinden silip süpüren, korkularının cümlesini sessizliğiyle susturan o elçi'nin durduğu yerde durasın, durulasın şimdi.
Şimdi öğle namazı vakti.
İkindi
Gölgelerin uzuyor; hatıraların soluyor, güzlerin hepsi alnında birikiyor. Eriyor vakit, kayıp gidiyor avuçların bile avuçlarından. Tenin çekiliyor dünyanın kıyılarından. Ayaklarını sıkı sıkıya bastığın toprak seni de çekiyor isimsiz kalmış, unutulmuş taşların altına. Beli bükülüyor mutlulukların. Sesi kısılıyor hesapsız sevinçlerin... Dudağı kuruyor sahte ümitlerin...
Asr'ı saadet eyleyenin elinden kanatlanıyor ümit kuşları. Vakti, sonsuzluğun avuçlarına akıtan elçi'nin gözlerinden uçuyor hüznün baygın kelebekleri. Dünyayı, ebediyetin tarlası eyleyip terk edilmiş tohumları uyandıran elçi'nin yüzünden geçiyor sevinçli maviler.
Yüzünü sonsuz aynalara hazırlayan, sözünü sonsuz mutlulukların vadisine akıtan, gözünü bitmez huzurların pencere önüne taşıyan O Elçi'nin eğildiği yere eğil şimdi.
Rükûlarca doğrultasın ümitlerini, secdelerde bulasın yitirdiklerini.
Şimdi ikindi namazı vakti.
Akşam
Alaca vakitlerin hoyratça tırmaladığı loş kentlerde bir yalnızsın. Yumuşacık yastıkların bencilliği beslediği sağır vakitlerde bir çaresizsin. Silahların konuştuğu, hasetlerin kol gezdiği, kibirlerin boy verdiği amansız kuyuları itilmiş bir yetimsin. Elinden tutan yok güneşin bile... Başını kurtaramıyorsun her akşam göğü kana bürüyen, yıldızları karanlığa bulayan akşamların aldırışsız geçişinden. Geri gelmiyor gün. Bir dahası yok yaşamanın.
Akşamın kızılca kıyametini avuçlarında gül kızılı bir dua eyleyen Kutlu Elçi'nin müjdesi duyuluyor dinle... Çürüyüp giden vakit, nefes nefes solan hayatın özünü damıtmaya çağrılıyorsun seccadeye.
Elinden tutamadığın ellerini sonsuzluğa bağla şimdi kıyamda. Tükeniş rüzgârlarından uzak tutamadığın saçlarını ahrete uzat şimdi rükularda. Bir türlü vefalı aynalara tutamadığın yüzünü sonsuzluğa akıt şimdi secdelerde.
Şimdi Akşam Namazı vakti..
Yatsı
Gecenin koynuna yuvarlandı dünya. Yakası çözüldü tutkuların, hırsların. Ayağına yıldızlar dolandı sığ telaşların. Gözler yeni avuntular arıyor renkli kuyularda. Bir göz kapağının ardına savruluyor kimlikler, benlikler, bencillikler. Eşitleniyor âlem. Yetimin uykusunda bir rüyâ saltanatı uyanıyor. Zalimin uykusunda bin cehennem alev alıyor.
Günleri yüzsüzleştiren aydınlıkları terk eden, kalpleri sahteleştiren bencilliklerde sırtını dönen, varlığı çirkinleştiren cimriliklerden yüz çeviren rahmet yağmurunun altında ıslanıyorsun şimdi. Yalnızlığını insanı alaka'dan ve ilgiden yaratan Rabbiyle sonsuz komşuluğa çeviren kutlu elçi'nin yolunu adımlıyorsun şimdi. Yüzünü çevirdiğin kıblede vuslat müjdesi. Sözlerin eylediğin ayetlerde sonsuzluk nefesi... Bedenini yoğurduğun namazda bekliyor seni "kerimlerin en keremi" Rabbin...
Yokluğa meydan "oku"maya dönüştür şimdi namazını. Bencilliğe karşı durmak için eğ şimdi bedenini. Kibirlenmeyi aşağılamak için in şimdiyi secdeye..
Şimdi Yatsı Namazı Vakti


|


Aydınlatmamı değiştirdim

Mutfağımda kullandığım aydınlatmam çok sade görünmeye başlamıştı gözüme..Ne yapayım nasıl değiştireyim diye düşünürken bu yapma güller aklıma geldi.Her daim elimin altında bulunan silikon tabancasının da payı büyük bu değişimde tabiii..O olmasa ne yapardım bilemiyorum doğrusu.Güllerin 7 tane oluşu da ilginç  sanki aydınlatmaya yapışmak için bekliyorlarmış.Sizce nasıl olmuş mu?

28 Ekim 2010 Perşembe

Şipşak mercimek köftesi

Knorun hediye gelen ürünlerinin içinden mercimek köftesi de çıktı.Bu akşam balığımız vardı ben de yanına  garnitür olarak mercimek köftesini denemek istedim.Tadı güzel fakat zamanı olmayanlar için...
Ben eğer zamanım varsa herşeyi kendim yapmayı seviyorum.Küçükler yemedi ama büyük oğlum çok beğendi.Paketin içindeki malzemeyi bir kaseye boşaltıp 1 su bardağı sıcak su ve bir iki kaşık zeytinyağı ekliyosunuz ve yarım saat üzeri kapalı olarak bekletiyosunuz.Şekil verdikten sonra köftelerimiz hazır..Afiyet olsun:))

Çok güzel bir şiir..

Ne Aradığını Bilmeyen Bulduğunu Anlayamaz ‎*
Öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümküm olmasın.
Ellerimde koparmaya çalıştığım zincirlerden kalma yara izleri
Yeni yeni iyileşmeye yüz tutmuş olsun.
Gözlerimde öyle bir karanlık olsun ki,gören kör oldum sansın.
...Yanaklarım kurumuş olsun göz yaşlarımdan,dudaklarımsa çatlak çatlak.

Öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
Belki bin tane aşktan geçmiş olayım ve hiçbiri olmasın gözümde
Hiç biri tamamlayamamış olsun cümlelerimi,
Hiç biri bağlayamamış olsun geceyi sabaha.
Hiç birinin gülüşünün her anı senin kadar aklıma işlenmemiş olsun.
Hiç birinin hayali en güzel haliyle barınmamış olsun beynimde.
Hiç birinin izi kalmamış olsun bedenimde.

Öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
Sessizce ağladığım anları kimse çığlık çığlığa hıçkırıklara dönüştürememiş olsun.
Ellerim kimsenin üzerinde eriyip gitmemiş olsun, gezinse bile
Dudaklarım senin adını söylerken ki gibi kıvrılmamış olsun hiç bi ad'a yeterince
Yerine koymaya çalıştığım her beden yok olup gitmiş olsun kumlar aktıkça tane tane
Unuttuğumu sandığım,vazgeçtiğimi sandığım,
Sevmediğimi sandığım öyle bir zamanda gel ki
Yerçekimine karşı koysun damarlarımda beni yaşatanlar her zerre
Öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.

Orhan Veli KANIK

 

26 Ekim 2010 Salı

100.izleyici çekilişi

Sevgili blogçu arkadaşım tesettür aşktır 100. kişi onuruna bir çekiliş yapıyor ve hediyeleri çok güzel bana çıkacak ama siz de şansınızı bir deneyin..http://tesetturasktir.blogspot.com/

İlk Ödülüm..

Sevgili blogçu arkadaşlar yapmayın ama şımarmaya başlıyorum.Sevgili Tesettür Aşktır arkadaşım banada ödül göndermiş aldım ve de kabul ettim.Çoook ama çoookk teşekkür ederim.
 Ben de bu ödülü  beni okuyan ve takip eden etmeyen bütün arkadaşlarıma gönderiyorum.

Cumhuriyet Bayramına yakışır çekiliş kaçırmayın..

http://arzununhunerleri.blogspot.com/2010/10/arzucodan-cumhuriyet-bayramnda-3-kisiye.html
 Arkadaşın hediyeleri çok güzel elinizi çabuk tutun..

evimdeki stickerler

MİMLENDİİİİİİİMMMMMM

Bu mimlenmenin nasıl birşey olduğunu düşünürken serapça arkadaşım beni duymuş ve mimlemiş..
1...http://2zannesi.blogspot.com/2010/10/bu-pelus-kopek-kzmn-vazgecilmezi-ve.html 23 sayfa.  inşallah bu blog aracılığıyla buluruz.
2...http://2zannesi.blogspot.com/2010/10/knordan-hediye-paketim-geldi.html 16 sayfa.İlk çorbamızı pişirdik bu akşam Analı Kızlı yöresel çorba harikaydı..
3..http://2zannesi.blogspot.com/2010/10/10-izleyicim.html 12 sayfa  Arkadaşım hediyelerini iy günlerde kullan ve beni hatırla..
4...http://2zannesi.blogspot.com/2010/10/baklava-yufkasndan-borek.html  15 sayfa arkadaşlar deneyin harika bir börek...
5...http://2zannesi.blogspot.com/2010/10/bu-cocuklar-bir-alem-gercekten.html  13 sayfa bir dargın bir barışık sonuçta kardeş..
      Eveet sıra ben de galiba ben kimi mimlesem acaba...
Ebruli günler
Neşeli günler
Nagice Hobi
Sürpriz mutfak
nihal-ce.

24 Ekim 2010 Pazar

Knordan hediye paketim geldi..

Knorun ramazanda düzenlediği kampanyasına ben de iftar soframın resmini çekip yollamıştım.Şans bana da gülmüş ve bu akşam bir koli dolusu knor getirdiler.Çok teşekkür ederim...

23 Ekim 2010 Cumartesi

Menekşelerim.

Mutfakta penceremin önünde duran menekşelerim bunlar arkadaşlar.İkizlerim olmadan önce ekmiştim oyalanmak için..
Bugünlerde ise su vermeyi dahi unutuyorum ama onlar da bana karşılık böyle güzel çiçekler açarak karşılık veriyorlar..

10. izleyicim..

Merhabalar.Ben de 10. izleyicime hediye vermeyi düşünmüş fakat buraya yazmamıştı.Bugün hediyelerimi hazırladım ve gönderdim.Arkadaşım iyi günlerde kullansın..
Çocuklarımın arkadaşı Eylül ve  güneşli birgünde çekildikleri fotoğrafları...

19 Ekim 2010 Salı

peluş köpek aranıyor

Bu peluş köpek kızımın vazgeçilmezi ve neredeyse her zaman kucağında.Tabii böyle olunca krleniyor yıkıyoruz.Hatta içi boşaldı artık yıkamaktan o derece  yani.
Sizlerden ricam bu peluş köpekten gördüğünüz yerden bize birtane almanız.(ödemesini ben yapacağım)Fakat tıpkısının aynısı olması lazım.Birçok yerde baktık ama bulamadık...

18 Ekim 2010 Pazartesi

Çok meşgulüz..

Anneanneye gittiğimiz zaman dayısının legolarıyla oynamak istediler.İlk gördüklerinde bir anlam veremediler.Değişik bir lego parçası olduğu için anneannemizde onlara nasıl takılması gerektiğini anlatıyor uygulamalı olarak tabii..
  Biz çay içerken rahat vermedikleri için bu oyuncaklar çok güzel oyaladı çocukları...Berk eve getirmek istedi ama biz ''bu oyuncaklar anneannede kalacak ve buraya geldiğimiz zaman oynanacak dedik'' ilkönce kabul etmedi fakat sonra ikna ettik.Ben çocuklara her zaman doğruyu söylediğim için çok şükür şimdilik dinliyorlar bakalım ileride nasıl davranacaklar..
  Amerikadaki dayıya da kocaman sevgiler gönderiyoruz buradan...

15 Ekim 2010 Cuma

Yenilenmiş Abajurum

Bu abajuru Onmarifette yayınlamıştım bir de burada yayınlamak istedim.Hobi marketten abajur telini aldım ve organze kurdeleyi tele sardım.Alt tarafa da boncukları dizdim ve yepyeni abajurum oldu...

14 Ekim 2010 Perşembe

yeni bir çekiliş

http://balpotusuilemoda.blogspot.com/2010/09/turkiye-nin-ilk-ve-en-buyuk-online.html           kaçırmayın diyorum harika bir ödül var sonunda...

Hediye çekilişi

Papatya diyarı arkadaşımın düzenlediği bir hediye çekilişi bu.İnşallah bana çıkar ama sizde şansınızı bir deneyin diyorum.http://papatyadiyarinda.blogspot.com/2010/10/iki-kisiye-sevva-organik-bal-kremi.html

Sonunda yaptım.

Ne kadar zor bir uğraşmış şu blog işi.Benim gibi hiç boş vakti olmayan insan için uygun değilmiş.Bazı problemler oldu ama neyse düzelttim.
  Geçtiğimiz pazar günü anneanneye gittik.Çocuklar arkada oturuyorlar normalde emniyet kemerleri takılı yolculuk yapıyoruz fakat Berk çok sıkıntılı bir çocuk olduğu için kemeri çıkarıyor ve Bahar da ondan gördüğü için o da çıkarıyor biz böyle Allaha emanet olarak gidiyoruz.

11 Ekim 2010 Pazartesi

İbretlik bir hayat

 
 
A.Şerif İzgören anlatıyor "İzgören&Akın'a toplantıya gideceğim.Baktım genç kalma ihtimalim var,bindim bir taksiye,muhabbetçi bir arkadaş.O anlatıyor ben dinliyorum.Tam işyerinin önüne geldik.Ankara'da Bakanlıklar.Diyelim ki. taksi parası 9.75 TL tuttu,ben 10 TL uzattım.Hani hepimizin yaşadığı sahne vardır ya,taksici üstünü arıyormuş gibi yapar,siz de para üstünü alabılmek için bir ayak dışarda,inmemek için debelenirsiniz.Tam o sahne olacak.Şoför,para üstü varmı diye aranmaya başladı."Üstü kalsın kardeşim"dedim. Döndü bana doğru "Vaktin varmı ağabey ?" dedi. "Evet" dedim (tek ayağım hala dışarda) Dörtlülere bastı,trafik dört şerit akıyor,indi araçtan.Önde bir büfe var.Gitti oraya,bir şeyler konuşup geldi.Bana 25 Krş uzattı.Belli ki para bozdurmuş. "Birader" dedim,"9.75 değil,10.50 yazssa istermiydin 50 krş.benden?" -Ne alacağım ağabey 50 krş.u -Peki niye gittin 25 krş.için o kadar uğraştın.üstü kalsın demiştim. Döndü bana,attı kolunu arkaya : -Vaktin varmı ağabey -Var -Çek kapıyı o zaman Muhabbetçi bir taksici ile karşı karşıyayız. 5 dk.konuştuk.İngiltere'de profösüründen,bilmem kiminden eğitimler aldım.O taksicinin 5 dk.da öğrettiklerini,ingiliz hocalar haftalarca verdikleri derslerde öğretemediler. Ağabey biz Keçiören'de 5 kardeşiz.Babam rençberdi benim,günlük yevmiyeye giderdi;artık inşaat falan bulursa çalışır gelir,o gün iş bulamamışsa,biz eve gelişinden,yüzünden anlardık. Durumumuz hiç iyi olmadı. Akşam yer sofrasında yemek yerdik.Yemek bitince babam bize"Durun kalkmayın" derdi.Önce dua ederdik sonra babam bize sofrada konuşma yapardı. "Aha" dedim,"Bizim meslek",seminerci. - Ne anlatırdı baban - Hayattta nasıl başarılı olunur ? O gün inşaata çağırmazlarsa eve para getiremiyor,sonra çocuklara hayatta başarı teknikleri anlatıyor. -Babam işe gidince büyük ağabeyimiz onu taklit ederdi,delik bir çorapla pantalonun ceplerini çıkarır,dört kardeşi karşısına alıp "Dürüst olun,evinize haram lokma sokmayın" diye anlatırken ,biz de gülerdik. Annem kızardı,"Babanızla alay etmeyin.O, hem dürüst hem de çalışkandır" derdi. Yan evde iki kardeiş var,onların babası zengin. Babaları birahane işletiyor,ama adamda her numara vardı,kumar falan oynatırdı.Bizim yeni hiç bir şeyimiz olmadı,hep o ikisinin eskilerini kullandık.O amca mahalleden geçerken biz 5 kardeş ayağa kalkardık,çünkü bize bahşiş verirdi.Babam eve gelince ayağa kalkmazdık. Çünkü hediye,para falan hak getire.Ağabey biz babamı kaybettik. Altı ay içinde yandaki baba da öldü.yandaki baba iki çocuğa 5 katlı bir apartıman,işleyen birahane,dövizler ve araziler bıraktı. Bizim baba ne bıraktıbiliyormusunuz ? -Ne bıraktı ? -Bakkal veresiyesi ve konuşmalarını bıraktı : "Evladım işinizi dürüst yapın,hakkınız olmayan parayı almayın..."falan filan. Ağabey aradan 15 yıl geçti,diğer 2 kardeş cezaevindeler,ne ev kaldı ne birahane. Ailesi dağıldı. Biz 5 kardeş,beşimizin Keçiören de taksi durağında birer taksisi var hepimizin birer ailesi,çoluk çocuğu,hepimizin birer dairesi var. Geçenlerde büyük ağabeyimiz bizi topladı ve dedi ki : "Asıl mirası bizim baba bırakmış." Hepimiz ağladık. 5 kardeş taksiciliğe başladığımızdan beri,taksimetrenin yazmadığı 10 krş.u evimize sokmadık.Her şeyimiz var Allah'a şükür. Çok duygulandım,veda ettim,tam ineceğim : -Dur ağabey,asıl bomba şimdi. -Nedir bomban ? -Nerede oturuyoruz biliyormusun ? O iki kardeşin oturduğu 5 katlı apartmanı biz aldık. 5 kardeş orada oturuyoruz. Evladınıza ne araba bırakırsınız,ne ev, ne de başka bir miras. Evlada sadece değer kavramları bırakırsınız. Bakın iki baba da evlatlarına değer kavramları bırakmışlar. A.Şerif İZGÖREN'in kitabından aktarılmıştı

Berk kitap okuyor

Kitap okumayı çok seviyor ama tersten.......

9 Ekim 2010 Cumartesi

Bu çocuklar bir alem gerçekten

        Bazen çok güzel oyun oynuyorlar bazen de iki yabancı gibi hiç anlaşamıyorlar.İkisinede ayrı ayrı anlatıyorum.Yapmayın etmeyin yada o senin kardeşin gibi ama dinleyen kim?
       Berk daha uyumsuz  ama dışardan görenler kızımı huysuz zannediyorlar.Birde Bahar biraz kilolu Berk çok yemek yemesine rağmen zayıf.İkisini yanyana görenler ''kıza yemek veriyosunuz oğlana vermiyosunuz'' diyorlar.Böyle birşey mümkün değil ki ikiz diye aynı anda dünyaya geldiler diye boyu kilosu aynı olacak değil herhalde..

8 Ekim 2010 Cuma

Deneme.

Şu blog işini çözemedim bir türlü.Öğreneceğim ama bakalım ne zaman..

7 Ekim 2010 Perşembe

Yazılar küçüldü..

Bu yazıları nasıl düzeltebilirim arkadaşlar yardım lütfen..

Pratik bilgiler öneren bir site.

http://www.nanelimonkabugu.org/
Adaşım Neşe Kutlutaş çok güzel ve faydalı bir site hazırlamış ben tesadüfen buldum.Sizde girip bakarsanız çok faydalı bilgiler bulabilirsiniz...

5 Ekim 2010 Salı

Kış geldi galiba..

Bilgisayardaki problem nedeniyle yazılarımıza ara vermek zorunda kaldık.Şimdi herşey normale döndü ve buradayız efendim...

     Havalar soğudu ve çocuklar hemen ilk hastalıklarına yakalandılar.İkisinin de burun akıntıları var.Akşamları özelliklede yatarken bir öksürük bu kadar çok şükür ateş falan olmadılar.Bugün havanın biraz daha ılık olmasını fırsat bilerek kendimizi dışarı attık.Evimizin önündeki parka gittik aslında park değil büyükler için açık hava spor merkezi.Yan tarafta trafo olduğu için çocuk parkı yapılmamış fakat gelin görünki okuldan çıkan çocuklar soluğu spor aletlerinin yanında alıyorlar.Bizde bugün abimizi okuldan alım dedik ve dışarı çıktık.Abilerini beklerken Baharım ve Berkim de koştular oynadılar....

1 Ekim 2010 Cuma

Baklava yufkasından börek

Dün günüm vardı ve baklava yufkasından börek yaptım.Harika oldu sanki elde açma çarşaf böreği tadı vardı üstelik benim mini fırınım var tepsiye bir paketin yarısını koyum.Ancak fotoğraf çekmeyi unutmuşum telaştan.Paketin diğer yarısını yaptığım zaman fotoğraf koyarım.Hiç korkmadan denemenizi tavsiye ederim.Bu arada ben baklava yufkasını bimden almıştım...