29 Kasım 2011 Salı

Büyüyünce sevgi olacağım..

Benim oturduğum semtte bir çift var...

Milli piyango bileti satıyor bu çift ve erkeğin ayakları eşinin ise kolları protez...

Seneler önce baktım kadıncağız hamile, gözlerinin içi gülüyor... Anne olacam Nefise abla diye dile getirdi bana...

Soracaktım tam... "Nasıl taşıyacaksın?... Nasıl büyüteceksin, zor olmayacak mı?" diyecektim sustum... Çünkü sevginin çözüm getiremeyeceği hiç bir şey yoktu ve böyle düşünceye takıldığım için kendimden utandım bir an...

Aylar sonra bir gün bunlarla karşılaştım...

Bir bebek torbası diktirmiş kendine göre, bebeğini göğüsüne asmış o milli piyango sattıkları kulubenin önünde oturuyorlar... minik hediyemle yanlarına oturmaya gittim... Bebek acıktıkça babanın kolları sağlam... Bebeği annesinin göğüsüne getirip emzirtiyordu... Kendi eksiklerini sevgiyle tamamlıyorardı...
Ve eksiklerini asla dile getirmiyorlardı...
Çünkü inanılmaz sevgi demindeydiler.
Bu bebek şimdi 1 inci sınıfa gidiyor...
Anne babayı bir görseniz... Çocukları sağlıklı, tüm organları yerinde ve bana dediler ki, yarımdan bir bütün sevgi doğurduk ablam... Demek eksiklik istenilirse tamamlanabilirmiş Sevgiye sırt dayanınca, biz buna hep inandık... Ailemiz karşı çıkmıştı ama bak... Sağlıklı evlat da dünyaya getirebiliyormuşuz...
"Eksiklikler bizde değil demek ki değil mi abla?" dediler bana...
Sustum yine...
O evlat güzelini bir görseniz, şimdilerde anne babasını tamamlayıcı...
Geçen gün dedim "Barış, söyle bakalım büyünce ne olacaksın...?"
"Sevgi olacam Nefise teyze" dedi......? ? ? ? ?
"Niye Sevgi oğulum....? O meslek mi...?" "Ama... ama... annem babam diyor ki... Sevgi ol... Sevgi olunca en güzel meslekler seni bulur dediii...

Yine sustum... Ama sevginin ana kapısında... :))))

İşte böyle...
Koşulsuz Sevgilerin gerçekleştiremeyeceği hiç bir şey yok...

Gönül dolusu Bitimsiz Sevgilerimle Dostlarım...

İzabell Tchavdarova   (internetten alıntıdır)

27 Kasım 2011 Pazar

17 yıl önce bugün

          Zaman nasıl geçiyor değil mi?
Fakat bana göre çok güzel geçti geçen günler...Seninle evlenmekle nasıl güzel bir karar verdiğimi yıllar geçtikten sonra bir daha anladım..Bu güzel yıllar içinde üç tane pırıl pırıl evlatlar kolay kolay herkese nasip olamayacak  şanslar olsa gerek..Yaşadığım hiçbir şeyden pişmanlık duymadım hiç bir zaman keşke demedim..Bana bunları yaşattığın için sana sonsuz teşekkürler.Bu yazımı okuyacakmısın bilmiyorum ama okumasan da sen bunları biliyorsun zaten..
     Neyse daha fazla yazmak istiyorum fakat aşkımıza nazar değecek diye korkuyorum..Rabbim birbirini seven herkese  bizimki gibi evlilik versin inşallah..
     Torunlarımızı da beraber sevmeyi  ve büyütmeyi nasip etsin.

18 Kasım 2011 Cuma

Çok şükür Rabbime

Evin içinde saklambaç oynuyoruz ve saklanmış halleri..
                                Herşey yolunda  çok şükür sağlığımız yerinde  yiyecek ekmeğimiz var, sıcacık evimiz var daha ne olsun değil mi?Sadece   yazı yazmaya  zaman bulamıyorum bir türlü..Nakış kursuna başladığımdan  beri  çok fazla koşturuyorum..Yani herşeye yetişmeye çalışıyorum..
          Çocuklar kreşte çok mutlular.Zor zamanları atlattık diye düşünüyorum..Bugün öğretmenleri ile beraber dışarı çıkıp dolaşmışlar aslında hava çok soğuk fakat  öğlen arası güneş biraz kendini gösterdi sanırım fırsatı değerlendirdiler..Her zaman birbirleriyle elele tutuşup giderlerken bu defa ikiside farklı arkadaşlarıyla elele sıra olmuşlar.. Berk bugünkü yemek menüsünü çok beğenmiş olacak ki beni gördüğünde  bir anlatışı var ki sanırsınız çocuk evde hiçbirşey yemiyor...Canlarım beni yaaaa ne zaman büyüdünüz siz...

 Büyük oğlumda 8. sınıfta olduğu için çok yoğun..Hem okuldaki sınavlar  hem de dershanedeki sınavlar yüzünden başını kaldırmadan çalışıyor..İnşallah iyi bir liseye geçer..
Ben de kursta  kendime mutfak takımı yapıyorum..Bu akşam eve de iş getirdim ve çiçeklerin ortalarına pul boncuk işledim...Güzel olacak güzel  severek yaptığım için bana zor gelmiyor...Benden bu kadar bir sonraki yazımda görüşmek üzere hoşçakalın..

11 Kasım 2011 Cuma

Bu kek başka kek

Gerçekten başka kek..Nasıl mı?Çünkü Sinangilin tam buğday unu ile yaptım.Dün markete gittiğimizde  un reyonuna bakarken  bu unu gördüm ve denemek istedim..Fırından ekmek alırken de seçimimiz tambuğday ekmeği olduğu için tadını seveceğimizi düşündüm...Biz beğendik bakalım çocukların fikri ne olacak ben de merak ediyorum..

Hafta sonu  mutlaka bir tatlı bir tuzlu yapmaya çalşıyorum.Tatlı olarak bu damla çukulatalı ve  tam buğday unlu keki ayrıca tuzlu olarak ise lorlu börek yaptım..Yakınsanız  yarın buyurun gelin fakat ertesi güne kalmaz onu söyleyeyim

Ceviz ve sincap ve çevreci öneriler..

        Geçtiğimiz hafta sonlarından birinde ani bir kararla ve havanında güzel olmasımünasebetiyle bir kaçamak yapıp Edirne'nin Karaağaç semtine gittik..Önce güzel bir kahvaltı ardından yaptığımız  yürüyüş esnasında önce kedi zannettiğimiz sonrasında  aaaa  sincap şeklindeki şaşkınlığımız..Çocuklarda çok sevdiler o da insanlara o kadar alışmış ki bize gösteriler yaptı ağacından dallarında gezdi..Fakat ağzındaki cevizide bırakmadı..Çook güzel uzun bir kuyruğu vardı böyle şaşkın gözlerle bize baktı çok hareketli olduğu içinde sadece bu fotoğrafı güzel çekebilmişim..

ÇEVRECİ ÖNERİLER (internetten alıntıdır) İklim değişimine yol açan zehirli gazların ne kadarının sanayiden, ne kadarının evlerdeki tüketimden kaynaklandığı konusunda tahminler değişiyor. Gelişmiş ülkeler için yapılan tahminler, yüzde 25 ile 40 arasında değişiyor. Evimizdeki alışkanlıklarımızıı değiştirerek biz de ...bu çabalara katkıda bulunabiliriz. Türkiye'de 10 yaşın üzerindeki yaklaşık 16 milyon elektrikli ev aleti, yeni enerji verimliliği yüksek ev aletleriyle değiştirilmesi halinde yıllık 2 milyon 500 bin MWh enerji tasarrufu sağlıyor. Kişisel olarak yapaçağımız küçük katkılarla büyük olası etkilerin önlenmesine katkı sağlayabiliriz. Uzmanlar tarafında aşağıda sıralanmış olan önlem ve tedbirlere uymakla çevremiz için azda olsa katkı sunmamız olası hale gelecektir. Uzmanların önerilerini şu şekilde sıralamaktadırlar. Televizyon Sıradan bir televizyon çalışırken ortalama 100 Watt elektrik tüketir. Televizyonu kapatıp da prizden çekmezseniz, tüketim 2 Watt düşer. Yeni plazma ve LCD ekranlı televizyonlarsa daha fazla enerji tüketiyor. Bunların en büyük modellerinde elektrik tüketimi kullanım sırasında 400 Watt, kapalı ama prizdeyken 4 Watt çıkıyor. DVD Çalar Aynı şekilde DVD çalarlar da, prizdeyken elektrik tüketmeye devam ediyor. Tüketiciler genelde bu tür elektrikli aletleri yeniden programlamak zorunda kalmamak için, prizden çekmekten kaçınıyor. Oysa yeni modellerin pekçoğunda alet tamamen kapansa da, ne saati ne de sizin programladığınız tercihleri unutuyor. Bilgisayarlar Gün boyunca ara ara kullanıldıklarından, bilgisayarları sürekli açıp kapamak pratik olmayabilir. Ancak İngiltere'de tüketicileri enerji tasarrufu konusunda bilinçlendirmeye çalışan Energy Saving Trust, bunun yerine bilgisayar monitörlerinin kullanılmadıkları zaman kapatılmalarını öneriyor. Kuruluş, aynı şekilde yazıcılar ve tarayıcıların da kullanılmadıklarında kapanması gerektiğini belirtiyor. Şarj Aletleri Uzmanlar cep telefonları ya da MP3 ses cihazlarının ve diğer şarj adaptörü kanalı ile şarj edilen aletlerinin de kullanılmadıklarında fişten çekilmesini tavsiye ediyor. Eğer tüm tüketiciler bu çağrıya uyarsa, sadece İngiltere'de 115 bin evin elektrik ihtiyacının karşılanabileceği hesaplanıyor. Aydınlatıcılar Energy Saving Trust'a göre "Işıkları açıp kaparken elektrik kullanımı artar" şeklindeki inanış doğru değil. Kuruluştan Doktor Paula Owen, "Bir odadan yarım saatliğine, hatta 10 dakikalığına bile ayrılsanızi ışıkları söndürün" diyor ve ekliyor: "Işığı söndürmeniz elektrik şebekesine ya da ampüllere zarar vermez. Boşu boşuna elektrik harcamak anlamsız." Uzmanlar ayrıca sıradan ampüllerin yerine enerji tasarrufu sağlayan yeni modellerin takılmasının, elektrik faturanızda önemli fark yaratacağını söylüyor. Ülkemizde konut aydınlatmalarında akkor flamanlı lambalar yerine, ömürleri yüksek kompakt fluoresan lambaların yaygınlaştırılması, ofis aydınlatmalarında verimli tüp fluoresan lambaların elektronik balastlar ile tesisi, yol aydınlatmalarında kaliteli armatürler içinde şeffaf tüp yüksek basınçlı sodyum buharlı lambaların kullanımı gibi kolay uygulanabilir önlemlerle önemli elektrik tasarrufu oranlarını yükseltecektir. 2000 yılı verilerine göre, Türkiye'de bulunan 16 milyon 235 bin 830 konutta 100 watlık akkor telli lambalar yerine, ışıksal eşdeğeri olan 20 watlık kompakt fluoresanların günde 4 saat kullanılması halinde yılda 1 milyon 896 bin MWh tasarruf gerçekleşebilecek. Çamaşır Makineleri Çamaşır makinelerini tam doluyken çalıştırın. Çamaşırları yıkarken sıcak su yerine ılık su kullanarak çamaşırlarınızı daha düşük ısıda yıkayın. Zaten son yıllarda deterjanlar da, düşük ısıda etkili olacak şekilde üretiliyor. Elektrik enerjisinin yüzde 90'ı suyu ısıtmada harcanır. 30-40 derece su sıcaklığı, çamaşır için en uygun sıcaklıktır. Kıyafetlerin 40 derece yerine 30 derecede yıkanması, yüzde 40 oranında bir enerji tasarrufu demektir. Çamaşırlar için doğru programı seçin. Çamaşırları aşırı kurutmayın. Fazla harcanan enerjinin yanında aşırı kurutma elbiseyi tüylendirir ve yıpratır. Aşırı köpüren deterjan kullanmayın. Az veya fazla miktarda deterjan kullanımı verimsiz temizleme demektir. Çamaşırı kurutucuya atmak yerine asarak kurutmak da, ciddi bir enerji tasarrufu sağlayabilir. Ayrıca çamaşır makinenizi, kurutucunuzu ve tüm beyaz eşyalarınızı alırken, enerji tasarrufu sağlayan marka ve modelleri tercih edebilirsiniz. Türkiyede, Yeni teknolojilerle üretilmiş olan bir çamaşır makinesi, 1985 yılı teknolojisiyle üretilen çamaşır makinesi ile kıyaslandığında yüzde 44 daha az enerji ve yüzde 62 daha az su tüketiyor. Bulaşık Makineleri Bulaşıkları, bulaşık makinesine koymadan önce soğuk suda çalkalayın. Makineyi yarı dolu veya aşırı dolu şekilde kesinlikle çalıştırmayın. Yaz aylarında ısıyı ve nemi azaltmak için sabah veya akşam saatlerinde yıkama yapın. Bulaşıklar için maksimum 60 derece su sıcaklığı yeterlidir. Makine çalışırken mümkünse banyo ve mutfakta aşırı su kullanmayın. Buzdolabı ve Derin Dondurucular Dolabınızı, soba, radyatör, bulaşık makinesi ve ocak gibi ısıtıcı kaynaklardan uzak yerlere yerleştirin böylece enerji tüketiminizi yüzde 10-15 oranında azaltabilirsiniz. Buzdolabının sıcaklığını +5 derecede, derin dondurucunun sıcaklığının ise -18 derecede tutmak gereklidir çünkü daha düşük sıcaklık enerji israfıdır. Yemeklerinizi dolaba koymadan önce oda sıcaklığında soğutun. Buzdolabının kapılarının hava sızdırmaz olmasına dikkat edin. Sızdırmazlık kontrolü için beyaz temiz bir kâğıdı, kapı contası ile dolap kabinesi arasına koyun ve kapatın. Eğer kâğıt çok kolayca çekilebiliyorsa, buzdolabınız veya derin dondurucunuz hava alıyor demektir. Derin dondurucuda buz kalınlığının 7 milimetreden fazla olmasına müsaade etmeyin. Dolabın altında veya arkasında bulunan bobinleri yılda iki defa temizleyin. Temizlemediğiniz zaman, yüzde 25 daha az fazla enerji tüketerek ancak uygun sıcaklığı elde edebilirsiniz. Buzdolabını evinizin en sıcak yerine koyarsanız toplam enerji tüketiminiz yüzde 25 artar. Derin dondurucudan alacağınız bir kase buz parçasını dolabınızın ortasına koyun. Böylece 3-4 gün süre ile yüzde 5 daha az enerji harcarsınız. Buzluktan çıkardığınız yiyeceği dolapta eritin, bu durum dolabınızın daha az enerji harcamasını sağlar. Gelişmiş teknoloji ile üretilen buzdolapları, 1990'lı yıllarda üretilen ürünlerin 4'te 1'i kadar enerji harcıyor. A buzdolabı, sadece 44 watlık bir ampul kadar enerji tüketiyor.

10 Kasım 2011 Perşembe

10 KASIM

Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içind......e bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

Mustafa Kemal Atatürk
 
Saygı ve özlem  ile anıyoruz...